İnsanlara hürriyət, millətlərə istiqlal!

Kipr prezidentinin köməkçisi Şuşa zirvəsindən yazdı - II YAZI

Şimali Kipr Türk Respublikasının (ŞKTC) Prezident Administrasiyasının əməkdaşı, Prezident Ersin Tatarın köməkçisi, "Kıbrıs" qəzetinin köşə yazarı Gökhan Güler Şuşa zirvəsi ilə bağlı silsilə məqalələr yazıb.

Musavat.com onlardan birincisini orijinalda (Anadolu türkcəsində) təqdim etmişdi.

İndi isə ikinci yazını təqdim edirik:

Bir önceki yazımda da ifade ettiğim üzere Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçtiğimiz hafta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ev sahipliğinde Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları (TDT) Gayriresmi Zirvesi’ne katılarak KKTC’nin haklı davasını muhataplarına iletme imkanı bulmuştur.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şuşa’daki temasları kapsamında Ermeni işgalinden kurtarılan Karabağ bölgesindeki Karabağ bölgesindeki Şuşa ve Hankendi şehirlerini ziyaret etmiştir. Azerbaycan makamları Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın işgalden kurtarıldıktan sonra Hankendi’ni ziyaret eden ilk konuk devlet adamı olduğunu belirtmişlerdir.

***

TDT Şuşa Zirvesi’ne katılan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, burada yaptıkları konuşmalarında KKTC’nin sürdürdüğü iki devletli siyasete tam destek verdiklerini belirtmişlerdir.

photo_108690.jpg (77 KB)

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TDT Şuşa Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında;

-2022’deki Semerkant Zirvesi’nde KKTC’ye gözlemci statüsü verilmesi kararının, Kıbrıs Türklerine, Türk dünyasının dayanışma ruhunu göstermekle kalmadığını, aynı zamanda KKTC’nin uluslararası sahada görünürlüğünü artırmasına da imkân sağladığını,

-Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı, sürdürülebilir ve adadaki gerçekleri esas alan bir çözüme ulaşmasına yönelik çabaları sürdüreceklerini,

-KKTC Cumhurbaşkanı Ersin, Tatar’ın bir sonraki Bişkek Zirvesi’ne de katılmasını arzu ettiklerini ve bu konuda TDT Devlet ve Hükümet Başkanlarının desteğini beklediklerini belirterek, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’e göstermiş olduğu hassasiyet için teşekkür etti. TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan daTDT Dışişleri Bakanları toplantısında Kıbrıs konusuna ilişkin son derece çarpıcı açıklamalar yapmıştır.Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, özetle TDT üyesi Dışişleri Bakanlarına;

-Türk Dünyası’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hususunda sorumluluk alması gerektiğini,

-2022 yılında TDT’ye ‘gözlemci üye’ olan KKTC ile doğrudan temaslar kurulmasına büyük önem atfettiklerini,

-KKTC’nin TDT’de üst düzeyde ve uygun şekilde temsiline önem verdiklerini,

-Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek verilmesi gerektiğini,

-KKTC ile doğrudan temaslar kurulmasına büyük önem atfettiklerini, tüm baskılara rağmen TDT üyesi ülkelerin bu konuda adımlar atmaktan çekinmeyeceklerine inandıklarını,

-Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek verilmesi gerektiğini,

-Kıbrıs Türklerinin on yıllardır maruz kaldıkları haksız ve insanlık dışı izolasyonlara son vermek üzere KKTC ile ticari ilişkilerin artırılması ve bu kapsamda, KKTC’de ticaret ofisi açmalarının önemli bir adım olacağını,

-TDT üyesi ülkelerden daha fazla resmi heyet ve turistin KKTC’yi ziyaret etmesinin Kıbrıs Türk Halkına önemli bir destek sağlayacağını,

-Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuşların başlatmasının değerlendirilmesini,

-KKTC’nin, Bişkek Zirvesi’nde de aynı şekilde temsili için TDT’nin desteğine güvendiklerini ifade ederek

-Başta Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu olmak üzere KKTC yetkilileriyle TDT üyesi ülkelerin karşılıklı temaslar kurulmasına yönelik davet edilmesi çağırılarında bulunmuştur.

Sonuç olarak bir önceki yazımda da ifade ettiğim üzere, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şuşa Zirvesi’nde Türk devletleriyle KKTC arasındaki ilişkinin, Kıbrıs Türk halkının iki devletli çözüm zeminini güçlendirdiğinin altını çizmiştir.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şuşa zirvesinde bir kez daha adada adil kalıcı sürdürülebilir bir çözümün, iki egemen devletin işbirliğine dayalı olması gerektiğine vurgu yapmış, bu yönde atılan adımların egemen eşitlik temelindeki çalışmaları ve milli zemini güçlendirdiğini ifade etmiştir.

***

TEŞEKKÜRLER MACARİSTAN, TEŞEKKÜRLER VİKTOR ORBAN…

2024_07_08_674786_manset1.jpeg (216 KB)

Viktor Orban, Macaristan Başbakanı olması yanında kısa bir süre önce ülkesinin AB Dönem Başkanlığını devralması nedeniyle AB Dönem Başkanı görevini de sürdürmektedir.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 5 Temmuz günü Rusya’yı ziyaret ederek Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Ardından da 5-6 Temmuz 2024 tarihinde Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde yapılan TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne katıldı. Devamında ise Çin’e giderek Devlet Başkanı Xi Jinping ile 8 Temmuz 2024 sabahı Pekin’de görüştü.

Viktor Orban, söz konusu ziyaretleri Macaristan Başbakanı sıfatı ile gerçekleştirmiştir. Buna karşın AB (Bürokratı) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın Macaristan’ın AB dönem başkanlığını 6 ay süreyle devralmasına rağmen hiçbir şekilde AB’yi temsil etmediğini, AB’nin Kıbrıs Türk yönetiminin ayrılıkçı varlığını meşrulaştırma girişimlerini reddettiğini ve sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdığı yönde bir açıklama yapmıştır. Belli ki söz konusu açıklama Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimini memnun edebilmek için yapılmıştır!

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in söz konusu yaklaşımını ‘bürokratik saçmalık’ olarak nitelendirmiş. Brüksel’in bürokratik yaklaşım yerine siyasi yaklaşımı tercih etmesi gerektiğinin altını çizmiştir.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Balazs Orban ise, Borrell’e (KKTC’yi de içeren şekilde)dikkat çeken bir cevap vererek; “Belki de size akşam yemeğini nerede yiyeceğimizi sormalıyız Bay Borrell. Türk Devletleri Teşkilatı’nda buluşmak bizim çıkarımıza, senden izin istemiyoruz. Çünkü bu tür durumlar bize özgüdür. Nerede yemek yiyeceğimize ya da kiminle buluşacağımıza karar vermek için senden izin istemiyoruz.” demiştir.

Görüldüğü üzere Rum liderliği 1963’ten buyana Kıbrıs Türklerinden gasp ettikleri statülerini sürdürerek Kıbrıs Türk Halkını izolasyon zulmü altında ezmek için buldukları her türlü yola başvurmaya devam etmektedir.

Ancak, Rum liderliği ne yaparsa yapsın KKTC büyük bir inanç ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir…

ŞƏRHLƏRŞƏRH YAZ

Şərh yoxdur

XƏBƏR LENTİ

22 Noyabr 2024

BÜTÜN XƏBƏRLƏR