Türkiyənin siyasət və qeyri-hökumət sektorunun tanınmış ismi, politoloq Üzeyir Yiğit seçki sonrası nazirlər kabinetinin düzənlənməsi haqda opeativ şərh yazıb və Musavat.com-a göndərib.

Onu orijinalda təqdim edirik:

24 Mayıs ikinci tur başkanlık seçimlerinde belirgin bir farkla hükümeti kurma yetkisi alan Sayın Erdoğan bugün çok görkemli ve dış katılımın yüksek olduğu bir törenle birlikte çalışmak istediği bakanlar kurulunu açıkladı.

Törene Türk dünyasından yoğun bir ilgi ve alaka gösterildi.

Kulislerde dönen ve sosyal medyada kaynaksız paylaşılan listelerin tersine Milletvekilliği için kabineden istifa etmeyen Sağlık ve Turizm Bakanı hariç bütün kabine yenilendi.

Özellikle kulislerde sıklıkla ismi, Dışişleri ve İçişleri bakanı olarak dolanan Hakan Fidan, beklendiği gibi kabinenin kuvvetli isimlerinden biri oldu. Özellikle son yıllarda sınır güvenliğimiz ve bölge barışı için mesai ve gayret sarf eden Fidan’ın bakanlığıyla dış politikanın merkezinde sınır güvenliği ve komşu ülkeler olacağı belli oldu.

Yine İçişlerine Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Ali Yerlikaya’nın gelmesi, güvenlik ve mültecilere yönelik daha kontrol altında bir sürece gireceğimizin belirtisi diyebiliriz.

Adalet Bakanlığı için tercih edilen Yılmaz Tunç, ilk günden bu yana Erdoğan’a yakın bir siyasetçi ve Meclis çatısı altında önemli görevlerde bulunmuş bir isim.

Savunma Bakanlığına getirilen Yaşar Güler, darbe girişimi sonrası Erdoğan’ın en güvendiği ve önemli operasyonları birlikte yaptığı bir isim. Hakan Fidan’la yakın çalışma arkadaşlığı yaptı ve bu dönem için dış politikanın içinde olacaktır.

Cumhurbaşkanı yardımcılığı için Cevdet Yılmaz ismi çok önemli. Uzun zaman hükümetin özel İran temsilcisi olan ve son görevinde AK Parti Dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcılığını yan yana koyunca bu kabinenin barış merkezli bir doğu politikası takip edeceğini görebiliyorum. Aynı zamanda ekonomi bilgisi de olan Cevdet Bey’in sakin kişiliği Cumhurbaşkanı Yardımcılığı için doğru bir tercih.

En çok merak edilen ve seçim öncesi yapılan her anketin baş sorunu olarak görünen ekonomik krizi yönetmek için Hazine ve Maliye Bakanlığına, iç ve dış ekonomi piyasasının güvendiği Mehmet Şimşek getirildi. En çok konuşulan isim olan Şimşek’in bazı özel şartlar istediği ve en az iki sene kendisine karışılmasını istemediği söylenirken, faiz konusunda hassas olan Sayın Erdoğan’ın içinin rahat olması gerektiğini ama diğer para politikalarında kendisine güvenilmesini istediği ve bu yönünde söz aldığı en çok konuşulan kulis bilgisi.

Milli Eğitime gelen isim rektörlük görevine kadar bakanlığın her işine hâkim ve Erdoğan’ın en güvendiği isimlerden biri. Ve milletvekilliği için adaylıktan vazgeçtiğinde bakanlık sözü almış olduğunu düşündüğüm isimlerden biri. Numan Bey’e de yakın bir isim olması AK Parti’nin geleceği içinde değerlendirilmeli.

Bana göre kabinenin diğer isimleri de isabetli eski iki bakanı değerlendirme dışı bıraktığımda. İçimin ısınmadığı iki isim var. İnsanlığı iyi olmasına rağmen Gençlik ve Spor Bakanlığı için Osman Aşkın Bak’ın olmasına mana veremedim. Diğer isim ise bir türlü içimde yer etmeyen Mehmet Özhaseki. Bi anlayamadım ne özelliği var. Sayın Erdoğan ara ara bölge dengesini gözetir bu sebeple Kayseri Bölgesine Hulusi Akar sonrası bir bakanlık verilmesini düşünmüş olmalı.

Beklenen kabine bir hayal kırıklığı olmadığını 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin birleştirilmiş sonuçlarının doğru anlaşıldığını, halkın ikazlarının doğru okunduğunu düşünüyorum.

Şimdi kongreler ve AK Parti içinde oluşacak değişimi bekliyoruz. O değişim sonrası kalıcı bir merkez sağ partisi olup olmadığını daha rahat okuyabiliriz.

Ülkemize ve bölgemize hayırlı olmasını dilerim.