Onlayn ictimai-siyasi qəzet
"Yeni Çağ" Media Qrupunun yazarı Erdem Avşar maraqlı və aktual yazı qələmə alıb. Musavat.com həmin məqaləni orijinalda təqdim edir:
Bir İsrail-Filistin meselesidir gidiyor.
Hamas terör örgütü militanları İsrail sokaklarına girdi.
Sivil katliamı ve başta kadınlar olmak üzere esir skandalı yaşanıyor.
Kadınlar ganimet olarak esir alınıyor, tecavüze uğruyor.
Bu durum, İsrail ve Filistin arasında sürekli sivillerin zarar gördüğü, değişken bir döngü olarak devam ediyor.
Azerbaycan, Hamas’ı kınadı ve İsrail’e desteğini açıkladı.
Türkiye’de “Ümmetçi akıl” Filistin’e desteğini açıklarken Hamas’ın gerçekleştirdiği sivil katliamını da açıktan alkışladı.
Gelin bu alkışlanan Filistin, Hamas nedir, kimdir bir bakalım!..
Filistin bayrağı siyah, beyaz, yeşil, kırmızıdır; üzerinde aşırı milliyetçi mesajlar vardır.
Siyah Abbasileri, yeşil Fatimileri, beyaz da Emevileri temsil ediyor.
Kırmızı üçgen ise Arapların Türklere karşı isyanlarında döktükleri kanı sembolize ediyor.
Bu bayrak İngiliz destekli Arapların, Osmanlı'ya isyanının sembolüdür.
Geçmişte bir Arap vatanseveri şöyle demiş:
“Nil Arabistan’a aktığı zaman, Araplar Türk hâkimiyetinden kurtulacaklardır.”
Bu, gerçekleşti. İngilizler su borularıyla Nil suyundan yararlanarak
Tih sahrasından geçirip Filistin’e akıttılar.
Bundan sonra Türk ordusu da Arap’ın gayretleri sonucu
Arabistan’ı terk etti.
Filistin gerçeği budur!
Filistin gerçeği, sözde Ermeni Soykırımını tanımalarıdır?
Evet, “Dost Filistin” dedikleri tercihini Ermeni lobisinden yana kullanmıştır.
Biraz yakın tarih üzerinden tanımaya devam edelim “Dost Filistin”i ASALA terör örgütünün kurulumu sırasında liderliğini Filistinli Hıristiyan George Habbaş yapmıştır.
Bunun yanında PFLP (Filistin’in Kurtuluşu İçin Halkçı Cephe)’sinden büyük ölçüde lojistik ve eğitim desteği almışlardır.
Ayrıca, Lübnan asıllı Agop Agopyan, Filistin Kurtuluş Örgütleri’nin elemanı olarak da tanınmış ve Mücahit ismini taşımıştır.
ASALA’yı bilmeyen yoktur…
Onlarca devlet görevlisinin katili Ermeni terör örgütü…
Filistinli teröristler Yaser Arafat’ın liderliğindeki Al Fatah (El Fetih) ve Suriye Askeri İstihbarat Örgütü’nün denetimindeki
El Saika teröristleri ile birlikte eğitim almışlardır.
Teröristlerin, 1970’li yıllarda, Kırım’da Simferepol (Sivastopol) Rus Askeri Akademisi’nde eğitildikleri, teorik eğitimlerinin ise, Sovyet İstihbarat Örgütü (KGB) ve Sovyet Askeri İstihbarat Örgütü (GRU) tarafından Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Moskova Ofisi Temsilcisi Hikmet Abu Zaid gözetiminde verildiği bilinmektedir.
7 Ağustos 1982 tarihinde ASALA tarafından Türkiye'de yapılan ilk ölümlü eylem olan Esenboğa Havalimanı saldırısı Filistinli teröristler tarafından büyük bir destek görmüştür.
ASALA terör örgütü 1975-1995 yılları arasında lojistik ve askeri militan desteğini Suriye devleti ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden aldığı resmî belgelerle bilinmektedir.
Örgüt 1980 yılında 51 eylem, 1981 yılında ise 53 terör eylemi gerçekleştirmiştir.
Daha bitmedi…
1979 Eylül ayında Suriye’ye geçen bebek katili Abdullah Öcalan, eğitilen militanları eylemlerde bulunmak üzere Türkiye’ye göndermeye başladı.
PKK’lı teröristler ilk eğitimlerini nerede ve kimden aldı dersiniz!..
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC)’den.
Filistinli “Navaf Havetma’nın gerillaları” adlı örgüt ile PKK 1980’li yılların başlarında Suriye’nin Bekaa vadisinde ortak bir kamp inşa etmişler ve bu kampta eğitim almışlardır.
Filistin bununla da kalmıyor…
Doğu Türkistan sorununda Çin’e tam destek veriyor, “Ümmet” “Müslüman” demiyor.
Evet, altını çiziyorum;
Filistin devleti Doğu Türkistan’da yaşanılan sistematik soykırımlara, Uygur Türkeri’nin kendi lisanlarında konuşmasının yasaklatılmasına, camilerin birer birer yıkılıp kimisininse pavyonlara eğlence mekânlarına çevrilmesine, Uygur Türk’ü kadınlarının zorla Çinli erkeklerle evlendirilmesine sadece sessiz kalmıyor.
Aynı zamanda sonuna kadar da desteklediğini ve her zaman Çin’in yanında olacağını ve güvendiklerini belirtiyor.
Din, iman, ümmet bir kenara Filistin bir Türk düşmanıdır.
Filistin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan devletler arasında olmasının yanında aynı zamanda Kıbrıs konusundaki gerçekleri bilmesine ve 1963-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklerin soykırıma uğradıklarının bilincinde olmasına rağmen Türk kesimine karşı Rumlara destek verdiğini, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tezlerini de savunduğunu açıklamıştır.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Güney Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas arasındaki telefon konuşması sonrası yapılan açıklamayı internette arayıp bulmak çok da zor değil.
Filistin’in efsanevi lideri Yaser Arafat bakın ne diyor:
“Tarihteki Ermeni katliamının bir benzerinin bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğiz.
Ermeniler başaramadı, ancak biz onların düştüğü hataya düşmeyeceğiz.
Filistin de bir Türk sorunudur”
Ayrıca Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas 18 Ocak 2016 tarihinde Beytül Lahim’daki Ermeni kilisesinde yapılan Noel Yortusuna katılmıştı.
Tören sonrası yaptığı konuşmada Filistin halkının içinde bulunduğu durumun sözde Ermeni soykırımına benzediğini dile getirmiş ve Azerbaycan’da Hocalı katliamın sorumlusu olan Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyanı da Filistin’e davet etmekten çekinmemiştir.
Aynı Filistin, Suriye sınır bölgesindeki terör örgütlerine yönelik 2019’da başlatılan operasyon için Arap Birliği ile birlikte kınamıştı…
Filistin’de okullarda Türk düşmanlığı öğretiliyor.
Bunu Hakan Bayrakçı’da bir canlı yayında dile getirmiş, ortaokul ve lise kitaplarında Türklerden çok kötü şekilde bahsedildiğini belirtmişti.
Yıl 1837 Filistin nüfus sayımı yapılıyor, Filistin’de bulunan Yahudilerin toplam nüfusu dokuz bin olarak kayıtlara geçiyor.
Filistinli Arapların, Yahudilere toprak satması ile bu rakam kısa sürede elli bine yükseldi.
Böylece 1882'de ikinci Yahudi yerleşimi kurulmuş oldu.
1908'de Yahudi nüfusu yüz binin üzerine çıkmıştı.
Bu topraklar devlet tarafından satılmıyordu, bizzat o bölgede yaşayan Arap şeyhlerin şahsi mallarıydı.
Ederinin çok üstünde fiyatlara satmak için Filistinli Araplar adeta yarışıyordu.
Padişahın bu konuda açık emri vardı.
“Hiçbir Yahudiye toprak satılmayacaktır.”
Filistinliler Osmanlı Padişahının fermanını hiçe sayıyordu.
Her şeyin kılıfını uyduran Yahudiler ise Alman, İngiliz kimlikleri ile toprak satın alıyorlardı.
Osmanlı dönemi sonrası Filistin İngiliz himayesi altına girdi ve toprak satışı yasağı da böylelikle kalktı.
1925'te 944 bin dönüm 1927'de 1 Milyon 124 bin dönüm arazi satılmıştı.
1930'da satılan arazi miktarı 1 Milyon 700 bin dönüme çıkmıştı!..
Yıl 1915.
Filistin askerleri, Türk askerlerine cephe arkasından saldırmış ve 14 Bin Türk askerinin şehit olmasına birçok askerin yaralanmasına sebep olmuştur.
Arap ihaneti ile esir düşen on beş bin Türk askerinin gözleri kör edilerek eziyet edilmişti…
Yıl 1917.
Filistinli Araplar İngiliz Lawrance ile bir oluyor ve tarihe Akabe baskını olarak geçecek ihanete imza atıyorlardı.
Akabe'deki tüm Türk askeri katledilmiştir.
Aynı yıl Kudüs Filistinliler tarafından İngilizlere teslim ediliyor.
İngiliz General Edmund Allenby Kudüs’e girerken Filistinli Araplar tarafından “El-Nebi” yani peygamber olarak karşılanıyor.
Yıl 2002.
Binbaşı Cengiz Toytunç Batı Şeria'da, barış gücünde görevliyken aracı durularak şehit ediliyor.
Yıl 2012.
Filistin Devleti Al Nakba kupası adı altında bir organizasyon düzenliyor ve sözde Kürdistan takımını da davet edip maç yapıyor.
Yıl 2020.
Filistin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı olarak kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na üye oluyor.
Şimdi bu yazdıklarımdan rahatsız olacak dinbazlara da iki çift lafım var; Ben ne İsrail’in tarafındayım ne de Filistin’in Ben Türk’e karşı olanın karşısındayım.
Yukarıda yazdıklarımın tamamı yorumsuz, belgeli, kayıtlı tarihin gerçeklerin sadece özetidir.
Türk’e, Türkiye’ye en az İsrail kadar düşman olan bir ülkeyi, milleti savunacak değilim.
Savunmak da pek akla yatkın bir şey değildir.
Türkiye’de “Ümmet” diyerek bağıra basılan Filistinliler, Türkiye’yi de Türkleri de “Ümmet” olarak görmüyor bile.
Ki; bu bir Arap geleneği, Arap faşizminin tohumudur.
İslamcı zihniyeti bir kenara bırakarak bakmak gerek olaya…
Bu gerçekleri hazmedemeyenler de başka kapıya!
Ayrıca; ben demiyorum ki İsrail haklıdır.
İsrail'in bölgede döktüğü kanları da unutmamak gerekir...
Erdem Avşar
24 Noyabr 2024
23 Noyabr 2024
ŞƏRHLƏRŞƏRH YAZ